İsfanbul Alışveriş Caddeleri Yönetim Direktörü Kemal Baştürk'le Kioskladık
Okurken keyif alabileceğiniz dolu dolu bir röportaj oldu. Hafta sonunuza misafir olmak istedik.
- 21-11-2020 14:13
Alışveriş yaparken ihtiyaçlarımızı karşılayabilmenin ve beğendiğimiz ürünleri alabilmenin getirdiği mutluluk paha biçilemez oluyor. Hal böyle olunca tarih boyunca bu duruma cevap olabilecek yapılar inşa ediliyor. Dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezi olan Kapalı Çarşı’yı bilmeyenimiz yoktur. Yüz yıllardır varlığını sürdüren ve atmosferindeki o rahiyalı duruşunu hiç yitirmeyen ilk göz ağrımız olmaya devam ediyor. Tabi ilerleyen zaman ve yaşam biçimindeki kentleşme beraberinde pasajları ve ardından modern mimari yapılarıyla günümüz Alışveriş merkezlerini doğuruyor. Alışveriş merkezi dendiğinde ilk aklımızda şekillenen büyük bir yapı ve bu yapının içinde bir çok markanın bir arada yer aldığı, biraz alışveriş yapabildiğimiz, biraz eğlenebildiğimiz, acıktığımızda yemek yiyebildiğimiz alanların olduğu bir yer. Ancak, bugün bu ezberlerde bozuluyor. Şimdi gelin bu ezberlerin nasıl bozulduğunu ve ne yöne evrildiğini İsfanbul Alışveriş Caddeleri - Yönetim Direktörü Kemal Baştürk’e soralım.
1. Kemal Bey, İstanbul Alışveriş Caddeleri olarak çok yeni bir renovasyon süreci geçirdiniz. Bu renovasyon süreci bozulan ezberlerin bir getirisi mi?
Temel olarak işe misafirlerimizi dinleyerek başladık. Müşteri davranışlarını izledik, kategori verimlilik oranlarını inceledik, yeme-içme katındaki mevcut eksiklikleri gözlemledik ve sonuç olarak renovasyonun kaçınılmaz olduğuna karar verdik. Renovasyon sürecimizi ise tüm misafirlerimizin keyifli vakit geçirebileceği, sosyalleşebileceği, spor yapabileceği, nostaljik tramvayımız ile gezinteye çıkabileceği, eğlenceli, renkli, sürdürülebilir, doğal dizayn edilmiş sıcak bir kent atmosferi içinde vakit geçirmelerini sağlamak üzere inşa ettik. Rengarenk salonlarımız, geniş caddelerimiz ve güçlü mimari tasarımımızla bulunduğumuz lokasyonla oganik bir bağ kurmayı hedefledik. Bu sürecin pandemi döneminde ilerlemesi elbette pandeminin yarattığı yeni koşullara uyumlu bir yapı oluşturmak yönünde bize imkan sağladı. Yani sizin de ifade ettiğiniz gibi ezberlerin bozulduğu yepyeni bir dönemi temsil etme fırsatı verdi bize.
Uzun süren bir renovasyon sürecinin sonunda İsfanbul Mutfak adıyla hizmete açtığımız food court alanımızla misafirlerimiz için alternatif bir deneyim alanı yarattığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. İş ortaklarımız, misafirlerimiz ve habitatımız ile bütünsel bir bağ yaratmak istedik. İsfanbul Mutfak, Big Chefs, Viyana Kahvesi, Doyuyo dahil olmak üzere dünyada en çok tercih edilen 19 restorana ev sahipliği yapıyor. Kahvaltı, öğlen ve akşam yemeği saatlerinde mutfağından sıcacık kokular gelen lezzet sokağımızla her türlü damak tadına hitap ediyoruz. Türk ve dünya mutfağının yanı sıra vegan ve vejetaryen alternatif beslenme tarzlarını da menülerimizin içeriğine dahil ediyoruz. Yeni kısıtlamalarla birlikte geçici bir süreliğine misafirlerimize yerinde hizmet veremesek de bu süreçte yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren tüm partnerlerimize gel al ve paket servislerde en iyi hizmeti verebilmeleri için kapsamlı desteklerimiz olacak.
2. Peki, sizce bu ezberlerin bozulmasını tetikleyen en temel unsurlar neler oldu?
Misafirlerimize alışveriş ve yeme-içme ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir ortam sunmaktan çok daha fazlasını sağlama isteği değişim için adım atmamıza neden oldu diyebilirim. İsfanbul Alışveriş Caddeleri’nde markalarımızın hizmet verdiği meydan, cadde ve sokaklarımızda misafirlerimize sunmaktan memnuniyet duyduğumuz yaşanmışlık atmosferiyle yeme-içme alanımız arasındaki bağ tam anlamıyla kurulamamıştı. Müşterilerimizin davranışlarını ve eğilimlerini, önem verdiğimiz verimlilik ve optimizasyon başlıkları üzerine yaptığımız incelemeler sonucunda bulunduğu lokasyon ile bütünleşebilecek dinamik bir food court alanı için çalışmalarımıza başladık ve tamamladık. Pandemi öncesi karar verdiğimiz bu renovasyon süreci aslında salgınla beraber değeri artan ”açık havada oturma ve alışveriş yapabilme” deneyimi için de çok güzel bir sonuç oldu. Zaten açık alan alışveriş caddeleriyle kapalı AVM’lerden farklı konumlanmamız bizi yeni mutfak alanında da farklılaştırdı.
3. Pandemi sürecinde neler yaptınız ve bu süreci nasıl yönettiniz?
Karantina sürecinin ardından 11 Mayıs’taki açılışımızla 'Önlemler En Büyük Gücümüz' ve 'Temassız Operasyon' sloganlarıyla aldığımız önlemleri hayata geçirdik. Bir hekim tarafından yönetilen hijyen ve sağlık yönetimi kurulumuzu da sürecin en başında kurduk. Hükümet yetkililerimizin ve dünya sağlık otoritelerinin açıklamaları doğrultusunda aldığımız kararları bu kurul ile değerlendirilip uygulamaya geçirdik. Öte yandan yeni normalin deklare edilişiyle açıldığımız ilk günden normalleşme sürecinin ikinci dönemi olan 1 Haziran’a kadar ve sonrasında önlemlerimizi maksimum seviyede tutup yaz sezonunu hiçbir sıkıntı olmadan geçirdik.
Yeni kısıtlamalarla birlikte gelen yasaklar çerçevesinde ziyaretçilerimiz için minumum temasla alışverişlerini tamamlaması, sosyal mesafelerin titizlikle uygulanması, temizlik, hijyen ve düzen gibi bir takım operasyonel süreçlerdeki değişikliklerimizi yeni normalin başlangıçından itibaren titizlikle yerine getiriyoruz. Girişlerimizde 1,5 metrelik sosyal mesafe kuralı uyguluyor, tüm girişlerde misafirlerimizin ateş
ölçümünlerini termal kameralar aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. Hergün mağazaları mevcut mevzuat temelinde denetliyor ve raporluyoruz. Bu konuda hiçbir esneklik sağlamamıştık. ISS tarafından piyasaya sürülen ve virüsün yayılma hızını düşüren ileri teknoloji dezenfeksiyon ürünü Pure Space’i AVM sektörü içinde Türkiye’de ilk kez İsfanbul Alışveriş Caddeleri’nde kullanmaya başladık. Pure Space, saatte 2 bin 100 metrekarelik bir alanın dezenfeksiyonunu yapabiliyor, yalnızca canlı hücrelerin içinde bulunan ATP’yi ölçen teknolojisi sayesinde sonucu görünür hale getiriyor. Ürün, yüksek temaslı yüzeylerde virüsün yayılma hızını azaltıyor, etkili hijyen sağlıyor. Bununla birlikte Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında AVM’lere verilen 'TSE Kovid-19 Güvenli Hizmet Belgesi’ almaya hak kazanarak tüketicinin güven ihtiyacına cevap verdik ve tedbirlerimizi tescilledik.
Bir diğer önemli yaklaşımımız ise İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak müşterilerimize kapılarımızı kapattığımız nisan ve mayıs aylarında kiracılarımızdan herhangi bir ücret talep etmemekti. 11 Mayıs itibariyle tekrardan hizmet vermeye başlayan mazağalarımızdan ciro kira almaya başladık. Haziran 2020 döneminde de ciro kira uygulamasını sürdürdük. Biz markalarımızla birlikte güçlü olduğumuzu biliyoruz. Onların süreci en az hasarla atlatabilmesi için de yapabileceğimizin en iyisini, en fazlasını yapmaya devam edeceğiz.
4. Tüketici alışkanlıklarındaki online alışverişe yönelimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi döneminde sıkı sıkıya bağlı olduğumuz alışkanlıklarımız ciddi bir değişime uğradı. Bu değişim geleneksel offline ticaretin geride kalmasına neden olarak e-ticaret web sitelerine olan eğilimin artmasını tetikledi. AVM’lerdeki hizmetlerin ulaşılabilir olmaması ve ‘yeni normal’ dönemde bile tüketicilerdeki değişen alışkanlıklarının sürdürülmesi geleneksel offline ticareti olumsuz etkiledi. Ancak, araştırmalarımız, tüketicilerin satın alacakları ürüne dokunamamasının bir handikap olduğunu gösterdi, fiziksel temasa ihtiyaç yani geleneksel satın alma refleksi özellikle ülkemizde hala devam ediyor. Bu doğrultuda geniş tüketici yelpazesine ulaşmak isteyen markalar AVM’lerdeki varlıklarını devam ettirmek ve her müşteri tipine uygun kanalı bünyesinde bulundurmak zorunda. Açıkçası geleneksel alışverişin hiçbir zaman bitmeyeceği bir gerçek ve bunun farkında olan markalar online kanalda ne kadar güçlenseler de offline imkanlarını güçlü tutmaya çalışıyor. Önümüzdeki yıllarda bu elbette değişebilir fakat ülkemiz için online’ın zaferi şimdilik pek mümkün görünmüyor.
5. Sizce, 2021’de Alışveriş Merkezlerini neler bekliyor?
Öncelikle salgının 2021’in ilk çeyreği itibariyle son bulacağını bekliyor ve ümit ediyoruz. Alışveriş merkezleri bu durumdan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Hepimizin bildiği gibi daha önce kapılarımızı kapadık ve çok daha güçlü açıldık. Durağan bir dönem yaşadık fakat tüketicilerin evde kaldığı dönem boyunca fiziki alışverişe ve sosyalleşmeye olan ihtiyaçları bizi yeniden hareketlendirdi. Yukarıda da bahsettiğim gibi fiziki alışveriş ihtiyacı her zaman olacak. Pandemi sonrası elbette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dünyadaki alışveriş merkezlerine yönelik algı kırılıyor. Kapalı kapılar ardındaki sosyalleşme ve alışveriş yapma eğilimi yerini şehirle bütünleşmiş, havayla ve doğayla temas eden, kültür, sanat, yeme-içme, spor yapma, alışveriş gibi tüm ihtiyaçları bir arada karşılayabilecek alanlarda vakit geçirme eğilimine bırakıyor. Ayrıca, yapısal ve organizasyonel anlamda dijital teknolojilerin hakim olduğu, hijyen noktasında ileri derece profesyonelleşmiş alışveriş merkezleri göreceğiz. Bu bağlamda ülkemizin ve kültürümüzün de alışveriş merkezlerine yönelik yenilikçi bir bakış açısına ihtiyacı var. İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak “değişime olan güçlü inacımızla” daima yenilenmeye, çağı yakalamaya ve misafirlerimize en iyiyi sunma gayretimize devam edeceğiz.
Bir röportajı daha kioskladık.
Tuba Kılıç Almalı
tkilic@kioskla.co