Yurttakalan öğrencilere psikologdan öneriler

Öğrenci yurdunda yaşama rehberi

  • 18-09-2019 10:35


Üniversiteyi kazanmayı başaran gençler için Eylül ayı heyecanlı bir başlangıca işaret ediyor. Yaklaşık bir milyon öğrenci ilk kez kampüsten içeri adım atacak, pek çoğu yurtlarda kalacak. Ancak üniversiteye uyum süreci bazıları için kolay olmuyor. Özellikle ailelerinden ilk kez ayrılıp başka bir kente okumaya giden öğrenciler yurt yaşamında zorlanabiliyorlar.

Bu süreci kolaylaştırmanın mümkün olduğunu belirten Maltepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi’nden Uzman Klinik Psikolog Elif Eylem Alkan uyum sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.

Sorun yaşayan öğrenciler daha çok ailesinin yanından ilk kez ayrılanlar

Uzman Klinik Psikolog Elif Eylem Alkan, yaşları ve deneyimleri ne olursa olsun her üniversite öğrencisinin bir uyum sürecinden geçtiğini, kiminin kolay adapte olduğunu kimi için ise bu sürecin oldukça zor geçtiğini dile getirdi. Üniversiteye başladığında sorun yaşayan öğrencilerin daha çok ailesinin yanından ilk kez ayrılıp başka bir kente giden öğrenciler olduğunu belirten Alkan, şöyle konuştu: “Öğrenci için yeniden bir ilişki ve yeni bağlar kurma süreci başlıyor. Bu bağı kuramayan ve yeni ilişkiler geliştiremeyen öğrencilerde yalnızlık ve mutsuzluk hissi oluşabiliyor. Bu da çökkünlük haline neden olabiliyor. Depresif semptomlar yaşayabiliyorlar. Bunun yanı sıra kaygı problemleri de ortaya çıkabiliyor. Bu süreçte üniversitelerin rehberlik ve psikolojik danışmanlık birimlerine büyük iş düşüyor. Depresyon akademik başarıyı düşürebiliyor. Derslere, sınavlara devamsızlık söz konusu olabiliyor. Uyum sürecini atlatamayan bazı öğrenciler sınıf tekrarı yapmak zorunda kalıyor.”

Öğrenci kulüpleri, spor faaliyetleri ve etkinliklere katılmak yararlı

Yeni üniversitelilere öğrenci kulüpleri, spor faaliyetlerine ve etkinliklere katılmalarını öneren Uzm. Klinik Psikolog Alkan, “Çevreleri genişledikçe, yeni insanlar tanıdıkça öğrencilerin yalnızlık hissi azalacaktır. Kendilerini daha iyi, daha mutlu hissedeceklerdir. Yeni insanları tanıdıkça, etkinliklere katıldıkça problem zaman içinde azalmaya başlar.” dedi.

Yurtta kalmak uyum sürecini kolaylaştırıyor

Uzm. Klinik Psikolog Alkan, başka bir kente öğrenim görmeye gidenlerin ilk yıl yurtta kalmalarının uyum sürecini kolaylaştıracağını belirterek, “Yurtta kalmanın üniversiteye kolayca ulaşmak, derslere zamanında yetişmek, güvenli bir alanda yaşamak, daha küçük bir alanın temizliğinden sorumlu olmak, daha kolay bir biçimde dostluklar geliştirmek, ders çalışma ve sosyal etkinliklere daha kolay katılma gibi avantajları vardır” dedi.

Daha önceden tanımadığınız biriyle aynı odada kalmanın başlangıçta zor olabileceğine de dikkat çeken Alkan, oda arkadaşlarına önyargısız bir şekilde yaklaşmak gerektiğini belirtti.

Yurtta kalanlara önerile

Alkan, aynı odayı paylaşacak yurt arkadaşlarına şu önerilerde bulundu: “Farklı yaşama alışkanlıklarına sahip olsanız da odayı beraber kullanacağınız için belirli ortak kurallar oluşturmalı, kuralları koyarken her iki tarafın da çok zorlanmadan uygulayabileceği şekilde ortak noktayı bulmaya özen göstermelisiniz. Bu kuralların gerçekçi olmasına dikkat edin. Odanızdaki genel ve özel temizlik alanlarını belirleyin ve hangi sıklıkla, nasıl temizlik yapılması gerektiğine karar verin. Odaya konuk kabul edip etmeyeceğinizi, kabul saatlerini belirleyin. Hangi saatlerde odada ders çalışılacağını, birisi ders çalışırken diğerinin neler yapıp yapamayacağını konuşun. Uyku düzeniniz, nereleri ve nelerinizi paylaşmak sizin için uygun, yemekleri beraber mi yemeyi tercih edersiniz gibi konuları konuşun.”

Oda arkadaşları arasında anlaşmazlık çıkmasının da normal olduğunu vurgulayan Uzm. Psikolog Alkan, “Sizi rahatsız eden bir durum olduğunda bunu biriktirmeden, derinleştirmeden arkadaşınızla paylaşmanız hem o konuyu tartışmanızı hem de duruma daha kısa sürede çözüm bulmanızı sağlayacaktır. Konuşmayı baş başa ve arkadaşınızı suçlamadan, ben dili kullanarak yapmaya özen gösterin. Kuralları uygulamakta zorlanıyorsanız yeniden gözden geçirin” dedi.
Oda arkadaşlarının bazen sürekli beraber olmak, aynı şeyleri yapmak isteyerek “yapışık ikizler sendromuna” da kapılabileceğine dikkat çeken Alkan, “Ne kadar iyi anlaşırsanız anlaşın, farklı bireyler olduğunuzu, arada farklı şeyler yapmaya ihtiyaç duyabileceğinizi unutmayın. Yalnız kalmak istediğiniz anlar da olacaktır ve evinizdeki gibi kendinizi kapatabileceğiniz bir odanız yok burada! Bu gibi durumlarda, ihtiyaç duyulduğunda odada birbirinize yalnız kalma olanağı yaratmanız herkese çok iyi gelecektir” diye sözlerini sürdürdü.

Yorum Yap