Yaşam koçu Can Perimcek: “Bizim toplumumuzdaki en güçlü inanç: Sevgisizlik”

Kişisel gelişim alanındaki çalışmalarıyla tanınan Spritüel Danışman ve Yaşam Koçu Can Perimcek’in ilk kitabı Ve Öyle de Oldu kitapçılarda…

  • 09-06-2018 10:26


Başarılı kişisel gelişimci Can Perimcek ile yeni çıkan kitabını ve de genel kişisel gelişim konusunu konuştuk.

KİOSKLA:”Ve Öyle de Oldu” adlı ilk kitabınız kitapçıların raflarındaki yerini aldı..Ne anlattınız kitabınızda?

İSTEDİĞİMİZ HAYATI YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?

– Evet, kitabım dört haftadır raflarda yerini alıp insanların kalbine dokunmaya başladı. ‘ Ve Öyle de Oldu! ‘ yu yazarken odak noktam; okuyan kişinin kalbinde heyecan uyandırıp, kişinin kendine olan yolculuğunu başlatabilmesi adına teşvik etmek oldu. Kitabın içeriği de bunun üzerinden şekillendi. Bir birey olarak kendimizi nasıl sevebiliriz? En şeffaf haliyle kalbimize nasıl dokunabiliriz? İstediğimiz hayatı yaşayabilmek için nereden ve nasıl başlayabiliriz? İşte, kitabımda bu sorularının cevabını verdim.

KİOSKLA: Kitabınızı okuyanlar hangi açıdan farkındalıklarını geliştirmiş ya da güçlendirmiş olacaklar?-Kitabımı okuyanlar öncelik olarak ‘kendini sevme’ farkındalığına erişiyor. Bu farkındalığa daha önceden erişmiş insanlar ise farkındalığını daha da güçlendirip, kendi gücünü eline alarak imkansız diye bir şeyin olmadığını kendilerine kanıtlamaya başlıyor. Aynı zamanda bu yolculuk süresince okuyuculara eğlenceli ve bilinçaltını dönüştüren ev ödevleri eşlik ediyor.KİOSKLA. Sahada danışanlarınızda gördüğünüz bu toplumu yansıtan en temel yanlış ya da eksiklik ne sizce?-Danışanlarımda gördüğüm ve zamanında bende de fazlasıyla olan bir inanç var; ‘sevgisizlik’ inancı. Bu öyle bir inanç ki, kişi hayatında ne yaşarsa yaşasın sevgiyi ve sevildiğini tüm hücreleriyle hissedemiyor. Bunun yan etkisi olarak da, o hissedemediğimiz sevgiyi dışarıda başka başka insanlarda arıyoruz. Haliyle bulamıyoruz ve kısır döngü dediğimiz durum devreye giriyor. Örneğin, hayatımıza birisi giriyor ve sevgiyi alamıyoruz, o çıkıyor bir başkası giriyor o da çıkıp bambaşka birisi giriyor ve arayış devam ediyor. Kimisi de arayışı durdurup elindekiyle yetinmeye çalışıyor ve mutsuz ilişkiler devam ediyor… Ki çevremizde böyle ilişkiler yaşayan insanları sıkça görüyoruz. Oysa aradığımız ve bir türlü ulaşamadığımız sevgi bize bir nefes kadar yakın. Kendi içimizde, kalbimizde.. Onu bize bizden başka kimse sağlamayacak…

“KİŞİSEL GELİŞİM TÜRKİYE İÇİN “TRENDY” BİR KONU”

KİOSKLA:Sizce Türk halkı için kişisel gelişim “trendy” bir konu mu yoksa hayati bir konu mu?-Dünya için hayati, Türkiye için ‘trendy’ bir konu. Yaptığımız bu iş yani ‘Yaşam Koçluğu’ dünya üzerinde çok uzun yıllardır olmasına rağmen ülkemizde 2013 yılında resmî ulusal bir meslek olarak kabul edildi. Haliyle kişisel gelişimin son beş yıl içerisinde ülkemizdeki ivmesine bakıldığında yükseliş beni mutlu ediyor. Çünkü insanlar hem bu alandan haberdar oluyor hem de hayatımız için çok önemli olduğunun bilincine varıyor. Ekranlarda ve basında son dönemlerde kişisel gelişimin ve spiritüel danışmanlığın daha çok ön planda olmasından kaynaklı ülkemizde popüler kültürün bir parçası olarak görünmesi bir yandan da üzüyor tabii.

YAPMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİNİZ VE ASLA YAPMAMANIZ GEREKEN ÜÇ ŞEY!Elbette ki bu alanın öneminin bilincinde olup farkındalığını bu yönde geliştiren insanlar var. Fakat genele bakıldığında durum öyle değil. İnsanlar, sihirli bir değnek ile hayatlarının değişeceğini zannediyor; çünkü bu alanda iş yapan bilinçsiz onca insan bu şekilde yansıtıyor. Oysa insanın tek çözümü kendi elinde, kendi gücünde saklı. Amacımız da her bireyin kendi gücünü daha bilinçli ve daha çok kullanabilmesine vesile olmak olmalı. Bunun dışında yapılan abuk çalışmalar ve tılsımlar kişiye bir şey kazandırmıyor çünkü. Mesela, çoğu insan eski sevgilisinin geri dönmesi için çalışmalar yapılmasını diliyor. Maalesef ki bu imkansız bir şeydir. Karşımızdaki insanın özgür enerji iradesi olduğu için onun isteği ve inancı olmadan hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Elimden geldiğince seanslarımda bunu anlatmaya çalışıyorum ama spiritüel alanı hala bu açıdan gören, deli işi olduğunu da zanneden binlerce insan mevcut. Umarım bir gün herkes bu farkındalığa uyanmış olup sadece kendisine odaklanabilir..KİOSKLA:İnsanlara mutlaka yapın dediğiniz üç şey ne olabilir?..Ve sakın yapmayın diyeceğiniz üç şey?-Kendinizi sevin, kendinizi affedin ve daha çok risk alın. İsyan etmeyin, mutsuz eden şeylere boyun eğmeyin, suçlamayın…

Yorum Yap