Marka tescilinde öne çıkmak için bilinmesi gerekenler
Ticari hayatın hemen her alanında ayırt edici işaret, sembol ve yazılar, marka başvurularında da büyük önem taşıyor. Birçok başvuru bu işaretlerle ilgili kriterler değerlendirildiğinde red cevabı alıyor.
- 01-10-2019 08:35
İstanbul Ticaret Odası, marka tescil alandaki yeni kriterlerin anlaşılması için seminer düzenledi.
‘Marka Vekilleri ile Marka Başvurularının İnceleme Kriterlerinin Değerlendirilmesi Semineri’, Türk Patent ve Marka Kurumu yetkilileri ile firma temsilcilerini ve avukatları bir araya getirdi.
itohaber.com'dan Adem Orkun'un haberine göre; İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi üyelerinin de katıldığı seminerin açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman yaptı. Salman, marka tescillerini zamanında yapmanın önemini hatırlatırken, bu alanda faaliyet gösteren marka ve patent vekillerinin çalışmalarına dikkati çekti.
Ayrıntı olması şart
Seminerde Türk Patent ve Marka Kurumu yetkilileri, kurumun ‘Marka İnceleme Klavuzu’nu değerlendirdi. Tutarlılık, şeffaflık ve öngörülebilirliğin sağlanması, kalite yönetim sistemine geçiş için referans bir metin ihtiyacının olması gibi sebeplerle bu değerlendirmenin yapıldığı kaydedildi. Red cevaplarına dikkat çeken yetkililer, her işaretin marka olmayacağını vurguladılar. Yetkililer, bir ürünün, hizmetin veya firmanın şekillerinin ‘konuyu anlatan genel işaret veya çizimler’ olmaktan öte, ayırt edici özelliğe veya ayrıntılara sahip olması gerektiğini belirttiler.
Günlük dilde yaygın kullanımı olmayan, başvuruya konu mal veya hizmetlerle doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantısı bulunmayan işaretlerin orta düzeyde ayırt ediciliğe sahip işaretler olduğu kabul ediliyor. Bu tarz işaretlerin benzerlik değerlendirmesinde, bunların aynılığı yanında ayırt edilemeyecek kadar benzerliği aranırken, ayırt edici nitelikte olmayan tali unsurların da kavramsal olarak birbirlerine yakın ibareler olması gerekiyor.
Günlük hayatta kullanımı olmayan, özgün nitelikteki işaretler görece yüksek ayırt ediciliğe sahip işaretler olarak değerlendiriliyor. Bu tarz işaretlerin benzerlik değerlendirmesinde, aynılık yanında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik aranıyor. Bu işaretlerin yanında yer alan ayırt edici nitelikte olmayan tali unsurların kavramsal olarak birbirinden uzak ifadeler olması, işaretlerin yüksek ayırt ediciliği tarafından bertaraf edilebiliyor.
Ses veya renk tescili de talep edilebiliyor.
Marka başvurusunda sadece isim, logo, slogan tescili istenmiyor; ses veya renk tescili de talep edilebiliyor. Bu durumda tek bir rengin tescili çok daha zor oluyor. Özellikle renkte, ‘kullanım sonrası ayırt edicilik kanaati’ oluşuyorsa ve tüketici tarafından marka algılamasına sebep oluyorsa tescil yolu açılıyor.
Tanımlayıcı işaretler nelerdir?
Tescili talep edilen mal ya da hizmetleri doğrudan tanımlayan, mal ya da hizmetin özelliklerine ve kalitesine doğrudan atıfta bulunan işaretler ‘tanımlayıcı’ sayılıyor.
Tüketicinin mal veya hizmet ile işaret arasında refleks olarak bir bağlantı kurması bekleniyor.
Bir işaretin tanımlayıcı nitelikte kabul edilebilmesi için işaretin mal ya da hizmetin en temel özelliğini belirtiyor olmasına gerek görülmüyor.
Mal veya hizmetlerin özelliklerini sadece çağrıştıran ya da anımsatan işaretler, tanımlayıcı olarak değerlendirilmiyor.
Başvuruyu oluşturan işaretin mal veya hizmetin ilgili olduğu sektörde kullanılan terim ya da kavramlardan birisi olması, ibarenin tanımlayıcı olduğu sonucunu tek başına ortaya çıkarmak için yeterli sayılmıyor.
İşaret ile mal veya hizmet arasında doğrudan bir ilişki bulunması gerekiyor.
Birden çok anlamı bulunan bir işaretin anlamlarının sadece birisinin, ilgili mal ya da hizmet için tanımlayıcı olması o işareti tanımlayıcı görmek için yeterli sayılıyor.
Tanımlayıcı unsurların sıra dışı bir şekilde bir araya getirilerek yepyeni bir anlam kazanması halinde, işaretin tanımlayıcı niteliği ortadan kalkıyor.
Tanımlayıcılık sadece her kelimenin ayrı ayrı anlamına göre değil, birlikte oluşturdukları bütüne göre de değerlendirme yapılıyor.