Göbeklitepe'de çift süren adam Red Bull'a konuştu

24-25 Eylül 2019 tarihleri arasında Göbeklitepe’de gerçekleşecek Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, Tarihin Bekçisi Mahmut Yıldız’ı da ağırlayacak.

  • 17-09-2019 12:51


24-25 Eylül 2019 tarihleri arasında Göbeklitepe’de gerçekleşecek Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, erken aşama sosyal girişim projelerinin 12 kurucusu ile birlikte Mahmut Yıldız’ı da ağırlayacak.

Mahmut Yıldız, henüz keşfedilmeden önce Göbeklitepe'de çift süren tarla sakinlerindendi. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi’nce yürütülen “Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları Projesi” yüzey araştırmaları sırasında "neolitik alan olma ihtimali" notu düşülmesinin dışında tarihçilerin ve arkeologların gündeminde olmayan Göbeklitepe'de tarihi eser niteliğindeki ilk arkeolojik eserlere rastlamak Mahmut Yıldız'a nasip olmuştu. Ama tabi ki o da henüz o yıllarda oranın Dünya Tarihine damga vuracak bir alan olduğunu fark etmemişti.

Yine de tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, bugün bilinen en eski tapınakların olduğu savunulan bulguları barındıran Göbeklitepe’nin keşfine imkan sağlayan isimler arasındaydı.

Şimdi Göbekliepe'nin bekçisi olan tarlanın eski sahibi Yıldız, hikâyeyi ve yeni gelişmeleri Redbull.com’a anlattı.

Sosyal girişimcileri buluşturmaya yardımcı olan global platform Red Bull Amaphiko’nun yoğunlaştırılmış eğitim programı Red Bull Amaphiko Connect, bu yıl Göbeklitepe’de olacak. 24-25 Eylül arasında gerçekleşecek Red Bull Amaphiko Connect’te daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ağırlanacak. Göbeklitepe’nin; keşfedilmesinde rol oynayan ve şimdi Göbeklitepe’nin korunması için bekçilik görevini üstlenen Mahmut Yıldız, bu büyük keşfin hikayesini Redbull.com’a anlattı.

Amcası ile tarlasını sürerken tarihi kalıntılar bulan Mahmut Yıldız, keşfin başlangıcını şu sözlerle anlattı: “Biz tarlayı sürerken buranın altında harabe ya da köy olduğunu tahmin ediyorduk çıkan taşlardan.

"Hastaların gelip burada şifa bulduğu söylenirdi"

Şanlıurfa halkı da gelip burada dilek diliyordu. Tepedeki dilek ağacı ve yatır olduğuna inanılan mezarlara dua için geliyorlardı. Hastaların gelip burada şifa bulduğu söylenirdi. Çocuğu olmayanlar gelip kurban keserdi. Davar sahipleri de burada kurban kesip yemek dağıtıyordu, hayvanları herhangi bir hastalığa yakalanmasın diye. Biz amcamla tarlayı sürüyorduk. Birkaç sene sürünce tarlada taşlar yüzeye çıkmaya başladı. Taşları kenara koyuyorduk çalışmak için. Traktör girmezdi zaten buraya, öküzlerle sürüyorduk"

Taşları kenara atarken iki tane resimli taşı fark ettik. Biri yarım insan boyunda bir kertenkeleydi. Sonra bunlar Şanlıurfa’da müzeye verildi. 7-8 sene orada kaldı. Sonra Alman arkeologlar onu görünce 1993’te gelip kazı başlattı.”

"Dünyanın her tarafından gelen insanlar teşekkür ediyor bize. Güzel bir şey bu"

Şimdi Göbeklitepe arazisine bekçilik yapan Mahmut Yıldız’ın bir başka ismi daha var, o da ‘Tarihin Bekçisi’. Yıldız buna ilişkin, “Her cefanın sonunda sefa vardır. Biz de bu tarlada çalışırken çok cefa çekerdik. O cefadan kurtulduk ama tarla da elimizden gitti. Devlet burayı kamulaştırdı, Almanya’dan gelip kazı yaptılar. Şimdi de dünya kültür mirasına girdi. Tabii gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafından gelen insanlar teşekkür ediyor bize. Güzel bir şey bu. O cefanın karşılığını yaşıyoruz” dedi.

‘Kazı çalışmalarının artırılması lazım’

Göbeklitepe’nin dünyaya daha fazla tanıtılması için gündemde olan projelerden de bahseden Yıldız, “Buranın eksikleri var. Kazıyı hızlandırmak lazım. Senede 40-45 gün çalışma yapılıyordu önceden. Şimdi üç aya çıktı bu süre. Bu inşallah 6 aya kadar çıkar. Ne kadar kazılsa o kadar iyi şeyler de çıkar” diye konuştu.

Red Bull Amaphiko Connect etkinliğinde daha iyi bir dünya inşa etmek için emek veren 12 sosyal girişimci ile bir araya gelecek olan Mahmut Yıldız, katılımcılara da bir öneride bulundu: “Her şeyin ciddiyetini anlamak, doğrusunu öğrenmek lazım. İşin gerçeği neyse, kimin emeği geçmişse unutmamak lazım. Yabancı olsun, tarla sahibi olsun. Her şey çalışmakla oluyor. Oturduğum yerde kazanç sağlayayım diye bir şey olmaz. Bir iş ne kadar zorsa o kadar güzel şeylere sebebiyet verir.”

Yorum Yap