EGİAD: Türkiye Ekonomisi Daralma Riski İle Karşı Karşıya

EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan'a göre Türkiye ve dünya, milyarlarca insanın refahını olumsuz etkileyecek eşi benzeri görülmemiş derinlikte bir ekonomik krizle yüzleşiyor.

  • 13-05-2020 12:50


Ege Genç İş İnsanları Derneği EGİAD, Covid19 salgınının ekonomiye etkilerini tartışmak ve değerlendirmek üzere “Salgınla Mücadelede Makro Ekonomik Görünüm” konulu web semineri düzenledi.

EGİAD üyelerine yönelik olarak Genel Sekreter Prof. Dr. Fatih Dalkılıç’ın moderatörlüğünde gerçekleşen seminere TÜSİAD Baş Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu konuşmacı olarak katıldı.

TÜSİAD Baş Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu’nun ayrıntılı bir sunumuna yer verilen seminerin açılışını EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan yaptı. Aslan, yeni büyüme tahminlerinin salgının kontrol altına alınacağı varsayımıyla yüzde 0-2 bandında seyretmesini beklediklerini kaydederek, ekonomiyi korumanın sağlığı korumakla eşdeğer olduğunu ifade etti. Covid-19 kaynaklı ekonomik yavaşlamanın, bütün sektörleri aynı şekilde etkilemediğini belirten Aslan, “Bazı sektörler ciddi şekilde yavaşlayıp kayba uğrarken bazı sektörlerde artış gözlenmektedir. Örneğin, hava ve kara ulaşımı, eğlence ve otelcilik gibi turizme dayalı birçok sektör ciddi hasar görürken, temizlik maddeleri, maske yapımı, online alışveriş, uzaktan eğitim sistemleri gibi sektörlerde artış görülmektedir. Bu değişmeler, ithalat ve ihracata da benzer şekilde yansıyacaktır. Toplamda ekonomik faaliyetlerde ciddi bir yavaşlama söz konusu olduğu için genel olarak net bir makroekonomik kayıp yaşanacaktır” dedi. 

Dünya Eşi Benzeri Görülmemiş Derinlikte Bir Ekonomik Krizle Yüz Yüze

Covid-19’dan sağlığımızı olduğu kadar ekonomiyi de korumanın yolları olması gerektiğini vurgulayan EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Toplumsal refah maksimizasyonu için sağlık ve ekonomi birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçalarıdır. Salgının tıbbi boyutları kadar dünya ekonomileri üzerinde oluşturduğu riskler, bugünlerin en çok konuşulan gündem maddelerinden biridir. Salgın nedeniyle üretim faaliyetleri dünya genelinde ciddi yavaşlama göstermiş, birçok sektör ağır hasar almış durumdadır. Global düzeyde olduğu gibi Türkiye ekonomisi de salgından olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Türkiye ve dünya, hem ölümlere yol açan bir salgınla hem de milyarlarca insanın refahını olumsuz etkileyecek eşi benzeri görülmemiş derinlikte bir ekonomik krizle yüz yüzedir. Bu yüzden, salgının kontrolü için alınacak tıp ve halk sağlığı tedbirleri kadar, bu tedbirlerin ekonomik etkilerinin de dikkate alınması gerekmektedir” dedi.

Türkiye Ekonomisi Daralma Yaşama Riski İle Karşı Karşıya

Ekonomideki toplam üretimin başlıca; hizmetler, sanayi, inşaat ve tarım sektörlerinde gerçekleşmekte olduğunu ifade eden Aslan, “Salgın, şirketlerde gelir kaybına ve borç geri ödeme sıkıntılarına yol açarken, azalan ihracat ve turizm gibi gelir kalemleri dengeli büyüme hedefini sekteye uğratıp cari açığın artmasına ve kur üzerinde baskıya neden olabilecektir. Küresel piyasalarda yaşanan likidite sıkışıklığı da kur üzerinde baskı yaratacak bir diğer etken olarak karşımıza çıkacaktır. Bu durum da döviz cinsinden yükümlülüklerin yerine getirilmesinde zorluklar doğuracaktır. Özel sektörün devlet bankalarının garantörlüğü ile büyük yatırımların finansmanında kullandığı dış borcun geri ödemeleri de bu anlamda risk altında görülmektedir. Türkiye ekonomisi söz konusu olası etkiler altında kısa süreli bir ekonomik daralma yaşama riski ile karşı karşıya kalabilecektir” dedi. 

Dr. Zümrüt İmamoğlu: Türkiye’nin şu anda elinde iyi bir hikâye var.

Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Baş Ekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu ise, Türkiye’de ve diğer ülkelerde virüs salgınına dair istatistiklerle başladığı sunumunda, mevcut ulusal ve küresel ekonomik durum ile açıklanan destek paketlerine dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin pandemi sürecini iyi yönettiğini belirten İmamoğlu, “Türkiye kartlarını iyi oynamalı. Türkiye’nin şu anda elinde sağlık sisteminden ötürü iyi bir hikâye var. Yeni dalgalar gelse bile diğer ülkelere göre üstesinden gelebileceği daha iyi bir sağlık sistemi ve tedarik zinciri bulunmakta. Bu bir fırsattır. Çünkü şu anda tüm dünya ülkelerinin gündeminde sağlık sistemi var. Bu yeni fırsatları iyi görüp, Avrupa’nın Türkiye’ye bakış açısını yumuşatabiliriz. Bu fırsatı iyi kullanabiliriz” dedi. İmamoğlu, toplantının son bölümünde ise katılımcıların sorularını da yanıtladı.

Yorum Yap