-35 Derecede Kuzey Işıklarını İzleyen Seymen Bozaslan İle Seyahat Üzerine
Yakın zamanda 'İçinden Yol Geçen Hayatlar’ kitabı raflarda yerini alan fenomen gezgin Seymen Bozaslan ile Kioskla olarak keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
- 02-12-2019 11:24
Kioskla Özel
Küçük yaşlarda başladığı seyahat tutkusunu artık profesyonel bir hobiye dönüştüren Seymen Bozaslan’ın 'İçinden Yol Geçen Hayatlar - Bir Gezginin Notları' kitabı raflarda yerini aldı. Bir şehir rehberi olmaktan ziyade Anadolu insanının tutkularını ve yaşam biçimlerini okuyucuya aktarmayı amaçlayan Bozaslan ile Kioskla olarak sıcakkanlı ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Turist olmaktan gezgin olmaya geçen süreçte deneyimlerini ve ilginç anılarını bizimle paylaşan Seymen Bozaslan, seyahatin en kıymetli kısmının aslında insanları tanımaktan geçtiğini ifade ediyor. Bu arada gezdiği yerlerde araçlarının polislerce Hollywood filmi tarzında durdurulmasını ve yerel otobüste kebap ikram edilmesi gibi başından geçen ilginç olayları da bizimle paylaşıyor.
İşte gerçekleştirdiğimiz keyifli röportaj...
'İçinden Yol Geçen Hayatlar’ yazarı Seymen Bozaslan ile Röportaj
Seyahat etmeye ne zaman başladınız?
Küçük yaşlarda başlayan tutku artık profesyonel bir hobi tadında devam ediyor. 10 yıldan daha uzun süredir artık gezginlikten yaşam biçimine dönüştürdüm diyebilirim. Yılda 30-35 civarı seyahat yaparak hem sosyal hayatıma devam ediyor hem de seyahatlerimi sıklıkla sürdürüyorum.
“ Önce turist, seyahatlar sıklaştıkça gezgin derler”
Gezginliğin hayatınızdaki önemi nedir?
Gezginlik bir ünvandan öte lakap. Seyahati seven insana önce turist sonradan seyahatler sıklaştıkça gezgin diyorlar. Ben sadece seyahat etmeyi, keşfetmeyi seviyorum. Bunu yaparken de ürettiğim içerikleri seyahatseverlerin beğenesine sunuyorum. Blogger, influencer, gurme, fotoğrafçı, rehber bunlar takip edenlerin takdiri. Ben sadece seyahat etmeyi seven biriyim.
“Seyahatin en kıymetli kısmı yeme-içme değil, insan tanımaktır”
Bir blogger olmanın dışına çıkıp, sizi kitap yazmaya sürükleyen düşünce neydi?
Çevremizde bir çok insan artık seyahati fotoğraf çekmek ve paylaşmak üzerine yapıyor. Çoğu kişiye son seyahatini sorduğumda yediği içtiği, gördüğü yeri anlatıyor. Fakat seyahat etmenin en önemli kısmı insan tanımaktır. Ben bu sebeple yazdığım kitapta insan tanımanın aslında daha kıymetli olduğunu vurgulamak istedim. Seyahat ettikçe, insanlarla iletişime geçtikçe gezmenin ne kadar kıymetli olduğunu anlarsınız.
“Ön yargıları kıracak hikayeler”
Peki, ‘İçinden Yol Geçen Hayatlar’ kitabının okuyucularını neler bekliyor?
Anadolu’nun farklı şehirlerinde, kısıtlı imkanlarla kazanılan başarıları, inandığı şeyin peşinden koşan insanların tutkusunu, yaşam biçimlerini anlatmaya çalıştım. Genel olarak ön yargıyı kıracak, motive edecek hikayeler mozaiği diyorum ben.
Öyleyse sizin için aslında gezip görmekten çok insanları tanımaktan ve sohbet etmekten daha fazla keyif alan biri olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Gezip gördükçe insan tanıyorum aslında. O yüzden ikisi de. Bir lokasyonun derinine doğru indikçe, gezdikçe daha yerel insanlarla ve hikayelerle karşılaşıyorsunuz.
“Trafik polisleri aksiyon filmi tadında önümüzü kesti”
Anadolu’da veya dünyanın herhangi bir bölgesinde karşılaştığınız en enteresan olay neydi?
O kadar çok ki. Norveç’te trafik cezası yerken polislerin aksiyon filmi tadında önümüzü kesmesi, İran’da yerel otobüste yolculuk yaparken muavinin kebap ikram etmesi, Trabzon’da beni drone kaldırdım diye şikayet eden adamla oturup çay içip sohbet etmemiz, İzlanda’da kuzey ışıklarını -35 derecede 4 saat boyunca izlemem. Her seyahat küçük büyük sürprizleriyle çok şey öğretti bana.
“En büyük hayalim Antartika”
Kafanızda şimdiden başka kitap projeleri vs. var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
İçinden Yol Geçen Hayatlar 2 için Şubat ayında tekrar çalışmalara başlamayı planlıyoruz. Ayrıca yine insan hayatları ile ilgili yeni projeler için de kolları sıvadım diyebilirim.
Bir gezgin olarak en büyük hayaliniz/idealiniz nedir?
Yeni gördüğüm her yer tabi ki heyecanlandırıyor fakat Antartika hayalim her zaman çok taze.